Yazı Detayı
02 Mart 2021 - Salı 10:26 Bu yazı 583 kez okundu
 
KORONAVİRÜS İLE YAŞAMAYA ALIŞTIK
Sibel KUBALOĞLU
mediaworldreklam@gmail.com
 
 

Bir gün birisi çıkıp Dünya'nın en büyük pirinç cumhuriyetinin bir virüs üretip, bütün Dünya'ya musallat edeceğini söylese inanın; inanmakta güçlük çekerdim.

 

Fakat gelin görün ki; aynen de böyle oldu. Bir milyar 400 bin nüfusuyla Dünya'nın en kalabalık ülkesi olan Çin'in 58 milyon nüfuslu Hubei eyaleti, bütün Dünya'nın başına resmen çorap ördü. Hem de öyle böyle değil, Dünya genelinde 8 milyar insanın hayatını tehdit edercesine. 

 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi verilerine göre COVID-19 virüsünden yeryüzünde şu ana kadar 111 milyon 300 binin üzerinde insan etkilendi. Dergimiz yayına hazırlandığı sıradaki verilere göre 2 milyon 450 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Bizim ülkemizde de 32 milyon 300 binin üzerinde test yapıldı, bu zamana kadar 2 milyon 630 binin üzerinde pozitif vakaya rastlandı. 28 binden fazla da can kaybımız var. Bu rakamlar artıyor ve halen ülke genelinde günlük vaka sayımız, günlük iyileşen hasta sayımızdan maalesef fazla.

 

Bunun ne demek olduğunu anlamak, durumu okumak veya kavramak için illa bir bilim adamı veya profesör olmaya gerek yok. Hal böyle olunca maske, fiziksel mesafe ve hijyen üçlüsüyle en az bir sene daha yaşamaya devam edeceğiz gibi görünüyor. 

 

Düşünün, eskiden tıbbi maske takanlardan uzak dururduk. Şimdi tıbbi maske takmayanlardan uzak duruyoruz. 

 

Böyle bir hal işte...

 

Türkiye genelinde ise Karadeniz Bölgesi en yüksek riskli bölge olarak öne çıkıyor. Sırasıyla Trabzon, Rize, Ordu, Giresun ve Samsun nüfusa göre en fazla vakaya sahip iller. Türkiye genelinde Karadeniz Bölgesi'nde bu artışın neye sebep olduğu ise ayrı bir araştırma konusu. 

 

Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Özgür Enginyurt'a göre bu artışını sebebi Karadenizlilerin Laz inadı. Çünkü bir tıp adamı olarak teşhisini böyle koymuş olmalı ki, basına da "Laz inadının cezasını hep birlikte çekeceğiz" demecini verdi. Ne kadar bilimsel bir teşhis değil mi!

 

Kanımca boş cevap vermeye gerek yok. Bunun için illa bir bilen olmaya da gerek yok. İllerdeki vaka sayıları en başından itibaren açıklanmış olsaydı, bana göre bugün geldiğimiz noktaya erişmemiş olacaktık. Çünkü insanlar açıklanan veriler ışığında işin mahiyetini, ciddiyetini daha iyi anlamış olacak, mülki ve yerel yönetimler de bu veriler ışığında daha ciddi tedbirler almış olacaklardı. 

 

Ancak aradan bir yıl geçtikten sonra bu uygulamaya geçiş uygun görüldü, çünkü Sağlık Bakanlığımız böyle uygun gördü. Madem öyle, burada bize de düşen doğruluğunu kabul etmektir. 

 

COVID-19'un ne olduğunu herkes, tüm dünya biliyor. Yani virüsün mahiyeti de, antivürüsü de artık belli. Birileri aşı üretti, yaptı. Testlerden olumlu sonuçlar alındı yani işe yaradı. Demek ki, bundan sonrası kolları sıvamaya kaldı.

 

Artık küresel sağlık sektörü bu konuda nasıl hareket ederse, Türkiye'de bu hareket kabiliyetinden yola çıkarak kendine bir rota çizecektir. Fakat insanlık olarak şunu gördük ki, biyolojik savaş, silahlı-makineli-bombalı savaşlardan çok daha kötü sonuçlar doğurabilecek bir savaş. 

 

Umarım bir daha böyle çok bilinmeyenli denklem gibi farklı bir viral salgınla karşılaşmayız...

 

Kalın sağlıcakla...

 

 
 
 
Etiketler: KORONAVİRÜS, İLE, YAŞAMAYA, ALIŞTIK,
Yorumlar
Bizim Gazete
Alıntı Yazarlar
Anketler
Yeni haber sitemizi nasıl buldunuz ?
Arşiv
Haber Yazılımı