Günümüzün en büyük ve en önemli sağlık sorunu her ne kadar COVID-19 olarak görülse veya tanımlansa da, ondan da daha büyük, daha tehlikeli, daha önemli sağlık sorunlarının başında hiç şüphesiz stres yer alır.

O kadar yaygındır ki, o kadar bulaşıcıdır ki, o kadar etkileyicidir ki, ne zengin-yoksul ayrımı yapar, ne kadın-erkek, ne genç-yaşlı, ne de yerli-yabancı. Gürültü, sel, yangın, deprem, doğal afet, savaş daha birçok başlık ekleyebilirsiniz. En önemli fiziksel stres sebebinizdir.

Duygusal gerilim, yaşanan travmalar, ruhsal çatışmalar, kaygı, endişe, huzursuzluk, sıkıntılı yaşam, sinirlilik, saldırganlık, çökkünlük, kayıtsızlık ve daha birçok başlıkla ruhsal strese de kapılabilirsiniz.  

İşsizlik, geçim sıkıntısı, aile içi sorunlar, boşanma, düşük yaşam kalitesi, ekonomik kriz, aşırı borçlanma ve daha birçok başlık ekleyebileceğiniz sosyal strese de girebilirsiniz.  

Hem fizyolojik açıdan, hem de psikolojik açıdan insanın içini öylesine kemirir ki; inanın bir anda 'Ben sapasağlam bir insandım, ne oldu nasıl oldu da bu hale geldim' deyiverirsiniz. Direncinizi düşürür, vücudunuzda alarm zillerinin çalmasına sebep olur, içten içe sizi tüketir. 

İnsanlara olan güveniniz azalır. İnsanlardan kaçarsınız, uzaklaşırsınız. Kendinizi yalnızlaştırırsınız. 360 derecelik yaşam pencerelerinizin dörtte birini bir anda kapatıverirsiniz. Herkesten kaçarsınız. Sonunda tek başınıza kalır, kendinizi strese teslim eder, ya bu savaştan galip olarak çıkarsınız, ya da yenilir yok olursunuz. 

Bütün bunları neden sıraladım...

Çünkü toplumun çok önemli bir kısmının stres ile boğuştuğunu varsayacak olursak, bundan kurtulmanın en güzel, en rahatlatıcı, en kolay yöntemini sizlerle paylaşmak istiyorum. 

Evcil hayvan sahiplenin. Eğer evinizde evcil hayvana ayıracak bir yeriniz yoksa siz onlara gidin. Belki bir ekmek, belki bir kap su, bir paket kuru mama, bir kutu yaş mama, konserve mama satın alın ya da valilikler, kaymakamlıklar veya belediyelere müracaat ederek edinin. Sonra bu mamaları gidin sokaklarda yaşayan evcil hayvanlarla paylaşın. 

Sahipsiz kalan bir sokak köpeğini sahiplenin. Yetişkin sokak hayvanı istemiyorum, alışması zor olur derseniz yavru bir köpeği sahiplenin. Veya yavru bir kediyi sahiplenin. İsterseniz evinizde ona yer ayırın, isterseniz bahçenizde, isterseniz yaşadığınız sokakta, caddede. Şuna gerçekten inanmanızı istiyorum. Bir kedinin size sunduğu dostluğun, inanın yüz kutu ilaçtan bile size daha iyi geldiğini göreceksiniz. 

Belki eşiniz, belki aile bireyleriniz, belki en iyi dostunuz, belki arkadaşlarınız, belki çevrenizdeki diğer etken faktörlerin sebep olduğu stres ve bunalıma nasıl kolay çözüm bulduğunuza şahit olacaksınız. Bakın evinizde beslediğiniz bir kedi, sizinle doğru iletişimini kurup güven ve güvenli ortamını bulduktan sonra bunu çok kolay belli edecektir. Uykusunda ne kadar rahat, ne kadar güvenli uyuduğuna tanıklık edersiniz. Kucağınıza uzandığında ne kadar sevdiğini görürsünüz. Siz koltuk ya da kanepeye uzandığınızda gelip karnınıza, bacaklarınızın üzerine veya çenenizin altına kıvrılarak size nasıl eşlik ettiğine inanamazsınız.  

Diyelim ki, yüzünüz asık. Moraliniz bozuk. Sahiplendiğiniz kedi sizin o ruh halinizi hisseder, sizi güldürmek, gülümsetmek için elinden gelen tüm şempanzeliği yapacaktır. İnanın kendini öyle maskara konumlara sokar ki; yüzünüzün en düşük halinde bile siz güldürmeyi, gülümsetmeyi başarır. Yüzünüzdeki tebessümü gördü mü? İşte o zaman dibe çökmüş enerjinizi yeniden harekete geçirmek için türlü türlü oyunlar oynar sizinle. Yorulduğunuzu da anlar. Siz yüzünüzde gülümsemeyle, dibe çökmüş enerjinizin yeniden zirve yapmasının hazzını yaşarken, o da çekilir kendi köşesine, yine son derece rahat ve güvenli bir şekilde uykusuna dalıp gider, siz de onu seyredersiniz. 

Bir süre sonra da, eğer kediniz varsa kedinizin, köpeğiniz varsa köpeğinizin Dünya üzerinde sizi kendinizden bile daha çok sevecek tek canlı olduğuna karar verirsiniz. 

İlerleyen günlerinizde, hayata yeniden umutla bağlanmaya başladığınızı fark edersiniz. Böyledir çünkü onlarla yaşam ortaklığı. İşte bu sayımızda, insanlıktan nasibini almamışlar tarafından hayattan koparılmak istenen 'Umut'un başından geçenleri okuyacaksınız. Eğer okurken yüreğinizin burkulduğunu, boğanızda bir yumrunun oluştuğunu hissederseniz, inanın siz iyi bir insansınız. 

Umutlarınıza, onların umutlarını da ortak edin.   

Ve son olarak...

Eğer yaşadığınız mevkide, oturduğunuz mahallede veya yeni taşınmayı düşündüğünüz semtte, caddede, sokakta, sitede sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa, emin olun orada yaşamayı gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz. 

Çünkü o mevkideki komşularınız, güzel insanlardır...

Kalın sağlıcakla...